Tesettür Delilleriyle 2.Bölüm

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

 Essalatu vesselamu ala Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain.

Tesettür ile alakalı yazımızın ilk kısmında ayeti kerime ve hadisi şeriflerdeki delillerinden bahsetmiştik. İkinci bölümümüzün konusu ise “Neden Tesettür?”

Allah-u Teala Hazretlerinin emirlerinde sayısız hikmetler vardır. Bunların hepsini idrak edecek bir akıl ise insanda yoktur.Gözümüzün görebildiği kadarı ile kısmi olarak algılamaya çalışırız. İncelikleri(tamamen) anlama noktasında eksik kalırız. Aslında emir ve yasakların en büyük hikmeti yalnızca Allah'tan geldiği için, itaat edeceğimiz olmasıdır. Ancak bizlerin imanı Sahabe-i Kiram Efendilerimiz gibi kemale ermediğinden, günümüzde çarşaf-ı şerif dahil birçok İslami mesele gericilik olarak görülmekte, teslimiyet noktasında da sıkıntılar yaşamaktayız. Bundan ötürü esaret olarak gözüken çarşaf-ı şerifin aslında özgürlüğün ta kendisi olduğunu açıklamak adına bu hikmetlerin bazılarından bahsetmemiz son derece elzemdir.

Çarşaf-ı Şerifin hikmetleri üç ana başlıkta toplanabilir:

1-Kadınların zayıf (duygusal)yaratılmış olmaları
2-Sağlıklı bir aile hayatı
3-Toplumun saadet dengesi

Kıymetli Suriyeli müfessir Muhammed Ali Sabuni Hazretleri şöyle demektedir:

“Şer’i tesettür olan çarşaf, kadınlara onları darlığa meşakkate sokmak ve hürriyetlerini selb etmek (zorlamak) için farz kılınmamıştır; belki bu tesettür emrinin farziyetinin hikmeti, bilakis kadının izzet ve şerefini, namus ve haysiyetini muhafaza etmek ve hevesat-ı rezilenin (nefsin çirkin isteklerinin) esaretinden kurtararak hürmetini yükseltip hakiki hürriyetine kavuşturmaktır.”

Kadın ve erkek birbirlerine ihtiyaç duyacak şekilde yaratılmışlar ve birbirlerine meyilli kılınmışlardır. Kadınlar fıtrat itibarıyla zayıf ve naziktirler. Özellikle günümüzde tamahkar bakışların, lafla sataşmaların ve hatta -maalesef ki-(tecavüzlerin) dahi artması bize tesettürün gerekliliğini bir kez daha göstermektedir. Çünkü kadın gereksiz bakışlar ve laflar tarafından maruz kalacak ve bunlar karşısında sıkılıp rahatsız olacak, lakin muameleye maruz kalmak istemeyecektir! Hiçbir sebep bir kadına sarkıntılık etmek için bahane olamaz ancak bu noktada bu çirkinliklere müptela olmuş kişiler yerine bizler mümine hanımlar olarak nasıl bir önlem almalıyız bundan bahsetmek daha yerinde olacaktır. Çünkü İslamiyet sadece emretmek ya da işlenen günahlara karşı bir ceza sistemi oluşturmayı değil aksine yaşanabilecek sıkıntıların önünü kesmeyi amaçlar. Bunun en büyük yolu da tesettürdür.

Peki günümüzde kapalı hanımların sayısı artmışken toplumda neden ahlaki  değişmeler olmuyor? diye düşünecek olursak cevap çok basittir ki ''Bizler başlarımızı kapattık ancak tesettürü kaybettik.'' Tesettür; içindeki kadının genç mi yaşlı mı, güzel mi çirkin mi olduğunun anlaşılmamasıdır.
Kişinin hatlarının belli olması, rengarenk giyinmesi tesettür değil teberrüctür. Bundan ötürü tesettürün en korunaklı şekli çarşaf-ı şeriftir. Tabi bu konular inşaallah yazımızın üçüncü bölümünde (detaylı)olacak. Şimdilik sadece hikmetleri ile yetineceğiz.

Demek ki tesettür kadının yalnızca saliha, takva olduğunu gösterip, onu toplumda dişiliğiyle değil şahsiyeti ile ön plana çıkarmaktadır. Yani sanılanın aksine kadının değerini düşürmeyip kadını hak ettiği yere koymaktadır. Bu emrin bir hikmeti Allah’ın kadına gösterdiği hürmettir. Kadının en büyük süsü vakarı ve sadeliğidir. Eğer ki kadın Allah'ın kendisine verdiği bu süs ile süslenirse insanlarda şeytan da ona zarar veremez.

Son zamanlarda boşanma oranlarına baktığımızda ciddi bir artış görmekte ve sebebinin ise eşler arasındaki saygı, sevgi ve muhabbetin bitmesi olduğunu bilmekteyiz. Zahiri olaylara baktığımızda birçok sebep sayabiliriz. Ancak bu sorunların asıl sebebi bu eşler arasındaki hukuksuzluktur.

Risale-i Hıfziyye’de der ki:

“Kadının en güzel giysilerini kocasına giymesi vaciptir. Giymezlerse asi olurlar. Tevbe ettikten sonra kocaları ile helalleşmeleri vaciptir; zira bu kocanın hakkıdır. Şimdiki zamane kadınları tam tersini yaptıklarından millet perişan oldu.”

Evet, günümüzde bu durum tamamen değişti. Kadınlar dışarıda son derece bakımlı, evdeyse pijama ile pejmürde bir halde. Kadının üzerinde en büyük hakkı olan kişi kocası iken, bu şekilde davranması aralarındaki bağın zedelenmesine ve şeytanın o yuvayı yıkmak için ekstra bir çaba harcamamasına sebep olmaktadır. Her ne kadar erkekler bu durumdan rahatsız olmuyor gibi gözüküp, “Ben eşime güveniyorum” gibi cümleler kursalarda yaratılışlarındaki vasıflardan dolayı onlar farkında olmadan başka sebeplerin bahanesiyle muhabbet azalmakta, tartışmalara zemin hazırlamaktadır. Ama her şeyi kafa gözü ile bakan insan,bu olayların ardındaki hakikati görmekte zorlanıyor. Oysa dışarıda son derece örtüsüne dikkat eden, evinde eşi için süslenen bir hanım hem kocasını hoşnut etmekte hem sevap almakta hem de Allah'ın hududunu da aşmamaktadır. Kadının sağlıklı bir aile hayatı kurmasının temeli tesettürdür. Unutmayalım ki Rabbimiz Nur Suresi 26. ayet-i kerimede şöyle buyuruyor:

“Temiz kadınlar, temiz erkeklere; temiz erkekler de temiz kadınlara yarışır.”

Kalbimizin temizliği kafi gelmeyip amellerimiz de bu ölçüde olmalıdır.

Ailelerin sağlıklı, huzurlu olduğu toplumlarda ise saadet dengesi sağlanır. Şu an insanların özlediği temiz, fuhşiyattan, kadına yönelik maddi manevi tacizlerden arınmış toplumu kurmak ancak ailede başlar. Ailenin temeli ise kadındır. Kadın değişirse dünya değişir. Eğer bizler bu zamanın putlarına Haticevari bir duruş sergiler, zamanın Firavunlarının karşısında Asiyece duruşla her şey değişecektir. Unutmayın ki kadının ilk kalesi evi ve tesettürüdür. Kadın evden çıkarılıp sokağa mahkum edilir,tesettürü yıkılırsa bütün bozulmaların zemini hazırlanmış olur. Ama kadın kalesini korursa
o zaman o toplumlar ayakta kalır. Eğer bizler modernleşme adına kadın ve erkeği birbirine eş değil de eşit sayarsak, İslamın öğütlediği sistemi yobazlık olarak görüp reformize etmeye çalışırsak o zaman bu bozulmaların önüne geçmemiz mümkün değildir. Çare ancak İslamdadır.

Son olarak çarşaf-ı şerif hakkında Bekr b. Abdullah Ebu Zeyd’in sıraladığı hikmet ve maslahatları sayarak burada sonlandıralım:

1-Namusu korur.
2-Kalplerin temizliğini sağlar.
3-Yüksek ahlaki değerlere sahip olmayı sağlar.
4-İffetli hanımların alametidir.
5-Başkalarının ümide kapılmalarını ve şeytani vesveseleri keser.
6-Hayayı muhafaza eder.
7-Zinaya ve her şeyi mübah gören ibahi akımına karşı bir himayedir.
8-Kadın bir avrettir hicap ise bu avreti örten bir unsurdur.
9-Gayreti (kıskanmayı) korur.


Rabbimizin bize verdiği kıymeti anlamak ve gereğince amel edebilmek duası ile.

Esselamu aleyküm ve Rahmetullah

Yorumlar