Nasa Hizmet Hakk'a İbadet Gibidir

Bazı insanların gözü,bazılarının sözü,bazılarının da özü değer. Özü değenler,Evliyaullahtır.

Demiş Ahmed  Amiş Efendi Hazretleri


Sultan Fatih Dedemizin türbedarıdır Ahmed Amiş Efendi! Bağrı yanık bir evliya. Sözü öz,özü sözlerine değen bir veli. Kimselerden çekinmeden lafı yerinde kullanan kalbi-selim olmuş bir sümbül.

19. ve 20. yüzyılların en parlak ilim ve irfan yıldızlarından biri olan Ahmed Amiş Sultan, önceleri doğup büyüdüğü tuna boylarında tahsilini tamamladıktan sonra İslambol'a gelecek Fatih Sultan Mehmed Han'ın türbedar olmuştur.(1)
Tarikat silsilesinin baş padişahı Hazreti Muhammed Aleyhisselam efendimizden sonra gelen, Allah'ın aslanı Hazreti Ali efendimize dayanıyor.

Harabat ehline hor bakma zakir
Defineyi malik nice viraneler var

Sözünü anlatacak bir menkıbe buldum Ahmed Amiş Efendi'den;
-Ahmed Amiş Efendi Hazretleri,Tırnova'da imamken, bir gün yatsı namazını kılmışlar çıkmışlar.
Sarhoşun biri ötelerde bir yerlerde içmiş,içmiş,zil zurna naralar atarak evine giderken,cami civarında abuk subuk sövüp sayarak kusmaya başlayınca,camiden çıkan cemaat üzerine çullanmış:
-Bre akılsız!...
-Bre terbiyesiz!...
-Bre zarhoş!..
-Utanmaz arlanmaz bir de söversin haaa!.. filan diyerek hırpalamaya başlamışlar adamı.
Yağmurlu da bir geceymiş,üstü başı her tarafı kusmuk çamur olmuş adamın.
Amiş Efendi Hazretleri,imam olarak tabii en sonra çıktığı için,sonradan görmüş sahneyi.Bakmış ki sarhoşu hırpalıyorlar,hemen koşmuş,yanlarına varmış:
-Duruuun!.. demiş,kaçılın bre! Kaçılın şöyle!..
Kaldırın sırtıma garibi!..demiş,sırtlamış adamı evine götürmüş.
Bir dul kadıncağazın oğluymuş meğer adam. Genç çocuk delikanlı.
Çamurda çaylakta,yağmur altında sırtında bir sarhoş taşıyan bir imam düşünün artık!...
Yatsıdan sonra,gecenin karanlığında!.. Hem de üstü başı tamamen batmış,her tarafına kusmuk ve çamur sıvamış bir sarhoşu taşıyor imam Amiş Efendi.
Kendileri fizik olarak,çook ufak tefek bir insanmış Ahmed Amiş Efendi Hazretleri.Minik Amca anlamına geliyor Amiş..
İşte bu hal içinde,mahallenin imamı Minik Amca Ahmed Amiş Efendi,kendi cüssesinin iki misli bir zebellayı sırtlamış,gecenin karanlığında,çamurunda çaylakta,yağmur altında onu evine götürüyor!
Varmış kapılarını çalmış.Anacağızı çıkmış kapıya delikanlının.
Kadıncağız,derin bir mahçubiyet içinde:
-Aman Toram (Hocam),bu ne haldir! .. Hakkınızı helal edin! filan diye uğunurken,Ahmed Amiş Efendi Hazretleri sarhoş delikanlının berbat elbiselerini de çıkarmış,ağzını yüzünü silmiş çıkmış.
Ertesi gün,delikanlı kendine gelince,dertli garib anacağazı;
-Hay oğlum,garip oğlum!... Böylesi de olmaz ki!.. Biraz çeki düzen versen kendine!..deyince,oğlan:
-Ne oldu ana? demiş.
-Daha ne olsun hay oğlum,demiş.mahallenin İmamı Ahmed Amiş Efendi getirdi sırtında seni dün gece!..
-Neee!.. demiş oğlan,hatırlamış biraz olup biteni. Ondan sonra da,gitmiş Amiş Efendi'ye biat etmiş.. (2)
Ve devam eder ve der ki Amiş Efendi; İnsan yolunda yuvarlanmalı,yuvarlandıkça toparlanır.

Birde onların nazariyetinde ki tevhid sırlarından olacak ki,mahlukata pek değer verirler. Taş,böcek,ağaç,çiçek,toprak,hiç bir şeyi ayırt etmeden hürmet ederler. Buna dair Mehmed Tevfik Efendi ile bir hatıraları vardır;

Mehmed Tevfik Efendi bir gün pazardan iki tavuk almış.Ahmed Amiş Efendi Hazretlerine götürerek:
-Hangisini pişireyim efendim? diye arz-ı niyaz etmiş.
Amiş Efendi Hazretleri de:
-Hangisi daha iyi ise onu pişir! deyince,Mehmed Tevfik Efendi:
-Efendim,birini kırk paraya, ötekini elli paraya aldım! demekle yetinmiş. Şu şundan daha iyi filan gibi bir ayırım yapmadan Efendi'nin emrini beklemiş.
Ahmed Amiş Efendi Hazretleri,yine aynı şekilde;
-Oğlum,hangisi daha iyi ise onu pişir! deyince,Mehmed Tevfik Efendi de aynı minval üzre;
-Efendim, birini kırk paraya, ötekini elli paraya aldım! diye cevap vermiş.
İşte bunun üzerine Ahmed Amiş Efendi Hazretleri;
-Aferin oğlum! Hakkın mahlukları arasında ayırım yapmamayı öğrenmişsin! diyerek takdirlerini belirtmiş.(3)
Marifet,Hak'tan razı olmaktır evladım!



(1)Ahmed Amiş Efendi/Mustafa Özdamar(Kırk Kandil Yayınları sayfa 12)
(2)Sayfa;18
(3)Sayfa:42





Yorumlar