Umutlar Her Daim Olacak

Güzel bir cumartesi,kuşların cıvıltısı,karganın kanatlarında ki ahenk,bulutların maviliği,yaprakların dökülen mutlulukları,aylardan sonbahar..

Hayat hepimize bir şeyler öğretmiştir,hikmet dahilinde bakarsak her anımıza,ne hüzün kalır (dünyeviliğe dair) ne de stres. Hüzün insanın ''Rabbisini'' bulamamasından kaynaklanmalı diye düşünüyorum.Çünkü ruhun mekanı burası olmadığı için oda ten kafesinden çıkamayınca vücudumuzda stres,karamsarlık v.b duygular oluşabiliyor. 
 Hayatımız da  dünyevilik adına yaşadığımız şeylere dönüp baktığımızda, boşu boşuna üzülmüşüm diyebileceğimiz o kadar çok şey var ki..

Umutlarımız,hayallerimiz, kendimize ve Rabbimize söz verdiğimiz her şey önemlidir. Yeter ki umutlarımızı kaybetmeyelim. 
Şeytanda eksik olan şeylerden birisi ''aşk'' olduğu için dolayısıyla ümitleri de olmuyor.
Aslında şeytandan dahi öğreneceğimiz çok şey var. Aslında hayatımıza giren herkesten öğreneceğimiz çok şey var. Lakin ''hikmet'' penceresinden bakarsak..

Pes ettiğimiz, bunu yapamıyorum dediğimiz her şeye geri dönmeli.
-Dedim şeyhim himmet.
-Dedi ihvanım,gayret.. İşte bizim yaşam nefesimiz olabilecek  kelimeler.. Önce gayret, önce çalışma sonra himmet. Sonra olur olanlar. 

Umutlarımı her kaybettiğim zaman, anneme bakarım. Annem yetimhanede büyüyen,hayatın birçok zorluklarına göğüs geren biri olarak,hiç umutlarını kaybettiğini görmedim. Ve pes ettiğini de görmedim. Bazen sabaha kadar aç kaldıkları günleri anlatıyordu,eskiden çokta iyi ortamlar yoktu yetimhanelerde.
 Oradan öğrenmiş olmalı zorluklarla baş edebilmeyi, ve bize de öğretti birçok şeyi. Kışın doğunun karında ayaklarına poşet geçiçerek sular altında kalarak bitirmiş okulunu. Arkadaşları ile görüştüklerinde birbirlerine geçmişi yad ederken onların gözlerinde ki hem mutluluğu hemde hüznü görmek ne güzel. Kimisine ablalık yapmışlar,bebeklerini bırakan ailelerin annesi olmuşlar. Bir gün sabaha kadar aç kaldıklarından yemekhane deposuna gizlice girip bir kaç parça ekmek yemişler, ve o ekmeği dahi ,gelip hesap soran müdürleri varmış. Müdür bunu kim yaptı deyince herkes bir adım öne çıkarak, ben,ben diğeri hayır ben.. diyerek geçmiş ömürleri. 

Her şeye rağmen umutlarını kaybetmemişler..
Evet belki ailem ile çoğu görüşümüz farklı olabilir. İslamı araştırma sürecimde çoğu zaman beni anlamadıkları da oldu. Yani kapanmamı,ya da medrese sistemini. Lakin bana hiç bir zaman sen şunu yapamazsın demediler. Hayata farklı açılardan baksak dahi aynı evin penceresinde olduğumuz için beni anlamaya çalıştılar. Ve sonra çok değişiklikler oldu. 
Şuan yemek sofrasından kalktığımızda babamın sofra duasını sen yap demesi benim hayatımın en önemli şeylerinden birisi. Dindar ailelere gayet normal gelen şeyler bunlar. Lakin bizim hayatımızda mucize olarak gördüğüm şeyler bunlar.  Sonra şunu fark ettim, Bişri  Hafi hazretlerinin ismini  annemin ağzından duymak için 4 yıl beklemişim. Ve ondan öğrendiğim kadarıyla,umutlarımı hiç kaybetmemişim.

Ne zorluk olursa olsun,siz hak yolunda iseniz,bırakın hak sizi korur. Ve umutlarınızı,hayallerinizi, her nefesiniz ile ''Allah'' size hem yar hem yare olur. 

Vesselam..


Yorumlar