Nasıl Mecnun Olacak Leyla`yı Bile Sevemeyen?

Aşk, cehennemidir âşığın! Ayrılık zebanilerinin mızrakları saplanır uykularına. Âşık döner durur yatağında her tarafı iyice pişsin diye. Tanımaz işte o zaman Leyla`yı çünkü artık Allah`ın zerresine asi olup bütününe koşmuştur Mecnun!

Biri tarafından sevilmek artık senin kimseyi sevemeyeceğin anlamına gelir. Allah dostları yaradan tarafından sevilince onun başka şeyleri sevmesi engellenir. Bahtsızlıkları bu yüzdendir. Ellerini attıkları kurur, sevdikleri ölür, işleri rast gitmez. Dışarıdan bakınca talihsiz, şanssız, gudubet diye de adlandırabileceğimiz bu adamların koruma altında olduklarını anlamakta zorluk çekeriz.
Mecnun yıllarca çöllerde “Leyla” diye gezindikten sonra onunla karşılaşır ve Leyla`yı tanımaz. Leyla, Mecnun`a “Ben Leyla`yım tanımadın mı?” der fakat Mecnun`un verdiği cevap tarihe kalır: “Eğer sen Leyla isen  içimdeki Leylalar kim?”
Aslında Mecnun da bir soru sormuştur ama Allah aşkını anlatan müthiş bir cevap vermiştir. Bakara Suresi`nde şöyle bir ayet geçer: “Allah`ı şiddetli bir sevgi ile sevenler.” Mecnun şiddetli sevmiştir. Onun, Allah`ı şiddetli biçimde sevme talebi olmasaydı Rabbi, kendisine Leyla`yı göndermeyecekti.
Leyla yoldur. Düşmanını bile şiddetle sevebilenler cennet yolcusudur. Kavuşamamaktır Leyla. Batı roman ve filmlerinde kavuşmak, erotik öğeler taşır. Batılılar, sevgilisine kavuşunca hemen dudaklarına meyillenirken, Doğu`nun âşıkları sevgilisinin ayaklarına kapanır. Çöllerde insanların susuzluklarını gideren bir avuç su kuyusu kavuşamayan âşıkların gözyaşlarından oluşmuştur.
Gözyaşı, âşığın şiiridir. Yıllardır gırtlağında düğümlenen kelimeler gözyaşlarının seliyle dile gelir.
İslâm`da dünya malı için ağlamak ne kadar çirkinse, Allah aşkı ve korkusuyla ağlamak o kadar iyidir.
Aşığın amel defteri gözyaşlarının koyulduğu testilerdir. Hesap günü Mecnun`un Leyla için döktüğü gözyaşları testilerle taşınıp Allah`a sunulacak belki de. Dünyadayken bu kadar yanmış birinin tekrar cehennemde yanmasına elbet izin vermeyecektir yaradan.
Leyla`yı, yok edip unutana kadar şiddetli biçimde sever Mecnun…  Allah, sevdiğimizin aracılığıyla kendisinin en küçük parçasını bize gösterirken delirmemizi, o andan sonra dünyaya kör oluşumuzu memnuniyetle izler elbet.
Allah`ın yarattıklarını sevemeden kendisini sevmeye cüret ediyoruz. Yok öyle… Yılanı, timsahı sevemeyenin kanarya aşkını kutsayamam. Herkes tarafından kolayca sevilebilecek bir canlıyı sevmenin bir cazibesi olamaz. Kötüler var dünyada, sarhoşlar, huysuzlar… Uzak durduğumuz bu insanları kim yarattı ki onlardan kaçıyoruz? Onlar, bizim yanımızdan kovulursa nereye gidecekler? Burnumuzun ucuna kadar gelip bizi sınava tabii tutan bu insanların, kötülük rolü oynayan melekler olamayacağını kim söyleyebilir?Leyla, kovalandıkça kaçan bir test kitapçığıdır. Dert küpüdür. O derdi içmeyenin taş yüreği yumuşamaz.
Allah`ın Rasulünü, peygamberleri, Ehl-i Beyt-i sevemeyenler Allah sevgisini nasıl tahmin edebilecek; ki onlar tadımlıktır. Onlardan tadan ötesini arayıp kül olacaktır. Rabbini seven ateş olur ama bu ateş şeytanın ateşinden farklıdır. Şeytan, kibrinden çatlayıp yandı. Allah dostları zikrin hararetinden fokurdayıp ateş oluyor. Bu ateş öyle bir ateş ki varsa eğer bahçende güller; şimdi git sula onunla, yolun açık olsun…
Aşk, kefarettir derler. Aşk, ateştir. Ruh yangınıdır. Cehennem de öyle… Cehennem de günahlarımızın kefaretidir. Kanserli hücreleri temizleyen kemoterapi gibi varlığımızdaki son günah yanıncaya kadar kalırız orada. Cehenneme düşmüş her insanın cennet ümidi vardır. Eğer Allah, ona bu cezayı vermişse affedecektir demek ki.
Cehennem, adam gibi cennete gidemeyenlerin tıpkı dünyadayken kötü yollardan geçmesi gibi öte tarafta yanlış yolları seçmesinin kanıtıdır.
Rahmettir cehennem, ya o da olmasaydı, kale alınmasaydık, sonsuza dek kovulsaydık huzurdan? Allah korusun…
Aşk, cehennemidir âşığın! Ayrılık zebanilerinin mızrakları saplanır uykularına. Âşık döner durur yatağında her tarafı iyice pişsin diye. Tanımaz işte o zaman Leyla`yı çünkü artık Allah`ın zerresine asi olup bütününe koşmuştur Mecnun!
İyi de etmiştir bize göre. Parçasına takılıp kalsaydı Romeo olacaktı ama olmadı, iyiki de olmadı çok şükür…
B. Akyürek Kaleminden... 

Yorumlar